Kadir Doğulu, eşi Neslihan Atagül'e olan aşkını anlattı

TRT 1'de ekrana gelen Vuslat dizisinin başrol oyuncusu Kadir Doğulu, oyuncu eşi Neslihan Atagül'e olan aşkını anlattı.

Kadir Doğulu, eşi Neslihan Atagül'e olan aşkını anlattı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Posta’dan Oya Çınar’a bir röportaj veren ünlü oyuncu Kadir Doğulu, ilginç açıklamalarda bulundu.

İşte o röportajdan kesitler:

Sizin için aşk ne ifade ediyor?

Aşk bana göre her şey ve hiçbir şey. İlk adım ve sonsuzluk… Gerçek aşkı tanıyınca insan şu ana kadar konuştuğumuz, konuşmaya çalıştığımız her şeyin çabasız bir şekilde anlam bulduğunu görüyor. Muhabbet etmeye bile gerek kalmadan, hakikati hissederek yaşayandır gerçek aşık. Zamanla aşkın boyut değiştirdiğine, sevgiye ya da dostluğa dönüştüğüne katılıyor musunuz? Katılmıyorum. Benim bu dünyada eş olarak seçtiğim, aşkım Neslihan, bu tenle tecrübe ettiğim yaşam boyunca, hatta belki bu dünyadan sonra da tek aşkım olacak. O dostum, kardeşim, akrabam gibi olamaz. Her zaman benim aşkımdır. Zaten bence iki iyi aşık bir kişi olabilendir. İki arkadaştan ikilik çıkar ama aşk birlik olmaktır. Eşim aslında benim, ben de oyum. Ben böyle hissediyorum.

Ruh eşi kavramına inanıyor musunuz?

Zahirdeki aşk bilincimizle görebildiğimiz aşk, ruh da göremediğimiz bir dünya. Göremediğim bir yerde üç kişi miyiz, beş kişi miyiz bilemem. Ama bence mutlaka bir zıtlık olmalı ki insanlar birbirinin ilgisini çekebilsin. İki farklı kutup gibi. Ben zıttımı görebilmeliyim ki kendimin de kim olduğunu anlayabileyim. Bu anlamda denge diye bir şey yok bence, birlik var. Evlilik neleri değiştirdi? Beni daha iyi bir insan yaptı. Zaten her zaman iyi bir insan olmak için çabalardım ama evliliğimden sonra çabasız daha iyi bir insan olmanın gücünü ve kudretini hissettim. Beni sakinleştirdi. Evlilik kurumuna duyduğum saygı arttı. Ve aslında içten içe bir özlemim varmış, onu fark ettim. Birine bir söz vermenin nelere kadir ve gebe olduğunu gördüm.

İki taraf da oyuncu olunca sık sık kıskançlık haberleri çıkıyor. Sizin için geçerliliği var mı bunun?

Kıskançlık kişinin kendisiyle ilgilidir. Bunu karşı tarafa zulüm etmek için kullanırsanız, baskıya dönüştürürseniz dünyanın en yanlış şeyini yapmış olursunuz. Diyelim ki ben kıskancım, bununla baş etmesi gereken kişi benim ki bununla hep çok iyi baş edebildiğimi düşünüyorum. Ben Neslihan’a mesleğini yaparken aşık oldum. Ne diyeceğim? “Bu işi yapma, evinde otur.” Bu olmaz. Maalesef yapan çok insan var. Benim ağzımdan, dilimden, gönlümden asla nahoş bir şey geçmedi, geçmez. Yaşadığımız coğrafyada maalesef erkekler çok kayırılarak büyütülüyor. Bir güç atfediliyor kendisine ve o da bunu bir mertebe olarak görüp o şekilde davranıyor. Ama söyleyeyim, gerçek delikanlılık bu değildir. Kadına “O şortu giyme, oraya gitme, bununla görüşme” baskısı yapmak delikanlılık değildir. Onun özgürlüğüne saygı duyarak yanında duracaksın.

Çocuk istiyor musunuz?

Ümit ederiz… İkimiz de sağlıklı insanlarız. Ama oturup da bunun üzerine özellikle konuşmuyoruz. Sağ olsun basın onu bizim yerimize çok yapıyor. (Gülüyor) Zamanı geldiğinde olur her şey…