İnternet yayınlarına RTÜK denetimi başladı

İnternetten görüntülü haber yayınlayan kuruluşlara lisans zorunluluğuyla getirilen denetleme devrede. Hukukçular, RTÜK üyeleri ve gazeteci örgütleri, hükümetin hedefinin eleştirel yayınları engellemek olduğu görüşünde.

TAKİP ET

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) internet ortamında sunulan radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınları bugünden itibaren denetlemeye başlayacak. Denetimin amacı, uygulamanın nasıl olacağı ve kimleri kapsayacağı belirsizliğini koruyor. Ağustos başında yayımlanan ve kamuoyunda daha çok dijital dizi platformlarına denetim getirileceği temelinde tartışılan yönetmelik ile internet üzerinden görüntülü haber yayınlayan kuruluşlara lisans alma zorunluluğu getirildi.

Lisans başvurusu için verilen bir aylık süre tamamlandı. Bu süre zarfında lisans almak için başvuranların sayısı 590'a ulaştı. Lisans için en çok talep ise 298 başvuruyla internet radyolarından geldi. Bu ay itibariyle lisans almış kuruluşlara yönelik denetleme başladı. Yayın lisansı bulunmaksızın internet ortamından yayın hizmeti sunulduğunun tespiti durumunda ise 72 saat içerisinde üç aya tekabül eden lisans ücretini yatıran kuruluşların üç ay süreyle yayın yapmasına izin verilecek.

Denetleme nasıl olacak?

RTÜK'ün internet ortamındaki çok fazla sayıdaki yayını nasıl denetleyeceği, buna kaynaklarının yeterli olup olmadığı da soru işaretleri barındırıyor. Şimdiye kadar televizyon yayınlarını denetleyen Kurul ve üyelerinin internet yayınlarını denetleme pratiği henüz bulunmuyor. DW Türkçe'ye konuşan RTÜK'ün CHP'li Üyesi İlhan Taşçı'ya göre Kurul'un insan kaynakları ve teknolojik imkanları internet ortamındaki binlerce veri ve yayının takibini sağlayacak yeterlilikte değil. Taşçı, bu özellikle iktidarı rahatsız eden yayın ve yayıncıların seçilerek hedef alınacağı görüşünde. Haftada en az bir kez toplanan RTÜK Üst Kurulu, bir internet yayını 6112 sayılı yasada suç olarak tanımlanmış hususlara aykırılık barındırması durumunda yayıncıya televizyonlara uygulanan cezaları verebilecek. RTÜK eski üyesi İsmet Demirdöğen de yönetmeliğin sadece dizi platformları üzerinden tartışılmasının yanlış olduğunu söyleyerek, asıl amacın habercilerin internet ortamındaki "nefes borusunu tıkamak" olduğunu belirtiyor.

Ankara Barosu: Hukuka aykırı bir uygulama

Hukukçular yeni yönetmeliğin hukuka aykırı olduğunu savundu. Yönetmelikle ilgili bir ay kadar önce Ankara Barosu da yürütmeyi durdurma ve ilgili maddelerinin iptali başvurusunda bulundu ancak bu başvuru henüz sonuçlanmadı. DW Türkçe'ye konuşan Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, bu düzenleme ile RTÜK'e sınırları belli olmayan bir yetki verildiğini belirtti. Sağkan, "Bu yetkinin iyi veya kötüye kullanılmasına dönük denetleme mekanizmalarının da son derece eksik olduğunu görüyoruz" dedi.

Sağkan, internet ortamının mevcut yasalarla ve Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) kanalıyla halihazırda denetlenmekte olduğuna işaret ederek, "Buna rağmen RTÜK'e böyle sınırsız bir yetki verilmesi internet ortamındaki haberciliğin bir şekilde baskılanması olarak değerlendirilebilir" değerlendirmesini yaptı.

RTÜK Başkanı: Vatandaşlar denetleme talep ediyor

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin yönetmelikle ilgili Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte, düzenlemenin internet üzerinden radyo televizyon yayıncılığı yapacak tüm kuruluşları ilgilendirdiğini söyleyerek, İzleyici Eğilimleri Araştırması 2018 verilerine göre vatandaşların yüzde 70,4'ünün internet üzerinden yayın yapan platformların denetlenmesi gerektiğini düşündüğünü belirtmişti. RTÜK yazılı haberleri denetleyemiyor ancak görüntülü haberler için re'sen ya da ihbar üzerine inceleme yapıyor.

6112 sayılı radyo televizyon yayıncılık ilkeleri yasasının 8. maddesindeki ilkelerin çiğnendiğine kanaat getirmesi durumunda kuruluşlara ceza verebiliyor. İlgili madde kapsamında medya hizmet sağlayıcılarının bağlı olması gereken ilkeler arasında "Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmemek veya toplumda nefret duyguları oluşturmamak; toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olmamak" gibi çok sayıda husus bulunuyor.

"Hükümet yabancı haber kuruluşlarını kontrol etmek istiyor"

RTÜK'ün CHP'li Üyesi İlhan Taşçı'ya göre ise yönetmeliğin amacı hükümetin şu ana kadar üstünde tam olarak kontrol kuramadığı internet yayınlarını ve özellikle de Türkçe yayın yapan yabancı haber kuruluşlarını denetimi altına almak. DW Türkçe'ye konuşan Taşçı gelişen teknoloji ile birlikte pek çok yayıncının özellikle de yabancı haber kuruluşlarının kısa video haberlere ağırlık vermeye başladığını belirtti.

Taşçı, "Ama bu kısa videolar birileri açısından çok rahatsız edici. Çünkü şu anda Türkiye medyasının yaklaşık yüzde 95'i iktidar tarafından kontrol edilmekte ve yabancı yayıncılar daha çok takip edilir hale geldi" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin geçtiğimiz günlerdeki ödül töreninde yaptığı konuşmada, yabancı medya organlarını eleştirerek "Ekonomide, demokraside, terörle mücadelede, bölgesel barış ve istikrarı koruma yönünde attığımız adımlar, uluslararası medyada bugün de hak ettiği karşılığı bulmuyor" demişti.

Taşçı, düzenlemeyle "kontrol edilemeyen ancak iktidarı da rahatsız eden yayıncıların" artık RTÜK eliyle denetlenir hale geleceği görüşünde.

"Tek tip haber, tek tip gazeteci isteniyor"

Yönetmelikle ilgili gazeteci örgütleri de tepki göstererek endişelerini dile getirdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, iktidarın "tek tip haber, tek tip gazeteci" anlayışını yerleştirmek istediğini söyleyerek düzenlemeyi yeni bir sansür adımı olarak değerlendirdi.

Güneş, "İktidar internet ortamında da kendisine yönelik en ufak bir eleştiriye tahammül edemiyor. Yönetmelik tam olarak uygulandığı zaman basın özgürlüğü açısından neden olacağı ağır sonuçları hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş da, bu düzenlemenin basın özgürlüğüne yeni bir darbe vuracağı görüşünde.

Durmuş, "Yönetmelikle içeriklere müdahalenin yanı sıra ödenecek ücretler birçok kurumun yayın hayatına son vermesine neden olacak" yorumunu yaptı. (Gülsen Solaker / DW)

Bakmadan Geçme