Pınar Onur

Sana gelsin annem...

Pınar Onur

Yıllar aldı toyluğumuzu.

Asıl seni sana getirdi..

Nasıl da güzel bir büyüdü içindeki çocuk! Belki hala hırçınlıklarını o ufak tefek yaramazlıklarını bıraktı sende.

Söyle küçük kadın, kendine verdiğin sözleri yerine getire bildin mi?

Sadece hayatta değil ayakta kalarak mutlu ve güçlü olmayı öğrenebildin mi?

Sen hep yalnızdın, hayata ilk başladığında bir melek vardı yanında ve sonrasında yaşamla seni baş başa bırakan o melek.

“Sana verilen bir senaryo var bu hayatta, çık sahneye ve üzerine düşeni sana yakışır bir şekilde perdele, teksin artık” dedi ve gitti.

***

Attığım her adımda senin hatırın var.

Yıllanan her yaşanmışlığında, gözlerimin önünde senin yüzün var KADIN.

“Hayat hoyrat, hayatı erken tanı” der gibiydin bana bakarken..

Sen bana güçlü olmayı öğrettiğinde henüz 7 yaşındaydım.

Okulum evimize çok uzaktaydı ve benim onca yolu tek başıma yürümemi isterken sen, sadece bana balkondan el sallarken ve ben arkama baka baka o yolları yürürken senin beni sensizliğe o zamanlardan hazırladığını bilemezdim.

Aslında bana vermiş olduğun not çok belliydi.

Uzun ve zorlu yolları tek başına yürüyeceksin kızım, bunlar senin ilk adımların olsun diyordum içten içe..

Ben senin o sesini şu anda duyuyorum. Ah güzel kadın..

Bilmiyorum, sana yakışabildim mi?

Bilmiyorum, hissedebiliyor musun beni?

Biliyor musun, 34 yıl sonra sana yazdığım ilk satırlar bunlar?

Beni merak etme, her ne kadar kibar görünse de kendini her daim koruyan ve her daim dimdik duran bir kızın var senin.

İlk adımlarımı atarken o ayakkabıları sen giydirdin çünkü bana. Nefesin hala yüzümde.

“Kendine çok dikkat et” dediğin andan bu yana..

Nefesinden öpüyorum seni.

Sen en güzel yerdesin, hak ettiğin o yerde.

Bunu da ben biliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları