Damla Zararsız

Sevmek bedava

Damla Zararsız

Ekonominin hızla düşüşe geçip paraşütünün açılmadığı şu günlerde çok az şey kaldı yüksek fiyat ve fahiş vergi ödemeden sahip olabildiğimiz.

Orhan Veli'nin Bedava şiirinden Kitabe-i Seng Mezar şiirine geçiş yaptık bir süredir. Hava, su, sinema kapıları bedavayken aldığı nefese bütçesi yetişmeyen Süleyman Efendiler nasırlarından çeker oldu vurdukça kunduraları…

Etrafta iş bulamayan, bulsa da çalışmak istemeyen, kolay yoldan köşeyi dönmeye çalışan bir insan topluluğu. Hâl böyleyken bedava ne vardı diye düşünür olduk. Sevmek bedava örneğin; saygı, hoşgörü, tevazu...

Peki ama ne zaman sevgiyi kalbimizden değil, cebimizden çıkarır gibi gram gram azaltmaya başladık? Kolay olan sevmek değil mi, neden sevgisizliği tercih ediyoruz?

Tüm gününü çocuklarla geçiren biri olarak söyleyebilirim ki, sevmeyi en iyi çocuklar biliyor. Onlardan alınacak çok ders var.

Örneğin, bir karınca gördüğü zaman üstüne basıp öldürmek yerine onu sevip eline almaya çalışıyorlar. Sevgisini göstermek için yüzlerce lira verip internetten hediye sipariş etmiyorlar. Onun yerine rengarenk mutlu bir resim yapıyorlar. El emeğinin, birine emek vermenin sevgi demek olduğunu en iyi onlar biliyor. Birini severken onun kendisine ne çıkar sağladığını değil, nasıl biri olduğunu göz önünde bulunduruyorlar. Kızıp kırıldığı zaman açık yüreklilikle, "Ben sana küstüm." diyebiliyorlar. Kalpleri sıcacık, gülümsemeleri gerçek, gözleri ışıl ışıl...

Hepimiz bir zamanlar çocuktuk ve sevgi doluyduk. Ne oldu da birbirimize tahammül edemez,  mutlu olanı çekemez, farklı olanı kabullenemez hale geldik?

Bir şeye ya da birine sevgi vermek bizi azaltmaz, bizden bir şey götürmez aksine sevgi dolu bir kalp büyür, genişler, koca bir dünyayı alabilir içine…

Saygının acizlik, nezaketin korkaklık sayılmadığı; sevginin cimri ellerden çıkar gibi değil fışkırarak saçıldığı günler çok mu uzakta artık?

Çocukken sevgi penceresinden bakıp gördüğümüz, her şeyi olduğu gibi kabullenip sevdiğimiz günleri diyorum...

Nerede?

Geçen zamana mı atmalı suçu, yoksa hayat şartlarına mı? Vakitsizlik mi, yorgunluk mu yoksa suçlu olan? Bunca iş güç içinde unuttuk mu sevmeyi?

Herkesin birçok bahanesi olabilir sevgisizliğine ama sevmenin bahanesi yoktur.

Dedim ya...

Sevmek bedava!

Yazarın Diğer Yazıları